RİVAYETLER:
Rivayet 1: Melekler, içerisinde köpek ve timsaller
bulunan eve girmezler.”
Buhari, Libas 92,
88, Bed’ül-Halk 6,14, Megazi 11; Müslim, Libas 102, (2606); Ebu Davud, Libas
48, (4155); Tirmizi, Edeb 44, (2805); Nesai, Zinet 112, (8, 212, 213); İbn
Mace, Libas 44, (3649).
Rivayet 2: İçerisinde resim, cünüp ve köpek bulunan
eve melekler girmez.”
Ebu Davud, Taharet
90, (227), Libas 48, (4152); Nesai, Taharet 168, (1, 141), Sayd 11, (7,185).
Rivayet 3: Bana Cibril geldi ve: ‘Dün sana gelmiştim
(ama yanına girmedim). Girmeyişimin sebebi de üzerinde timsaller bulunan perde
bezi idi. Orada bir de köpek vardı,
kapının üzerinde de insan resimleri bulunuyordu. Timsallerin başlarının
koparılmasını emret ki ağaç şekline dönsün. Örtüden ayakaltına atılacak iki
minder yapılmasını, köpeğin de dışarı çıkarılmasını söyle!’ Bu söylenenler
yapıldı.”
Müslim, Libas 102
(2112); Ebu Davud, Libas 48, (4158); Tirmizi, Edeb 44, (2807); Nesai, Zinet
113, (8, 216)
Rivayet 4: Rasûlullah (s.a.v.) bir seferden
dönmüştü. (O yokken) ben, yüklüğün önüne, üzerinde resimler bulunan bir bez
(perde) çekmiştim. Rasûlullah perdeyi görünce, çekip attı, (öfkeden) yüzü de renklenmişti.
"Ey
Âişe!" buyurdular, "Bil ki, kıyamet günü insanların en çok azap
görecek olanı Allah'ın yarattıklarını taklit edenlerdir."
Bu sûretleri
yapanlara kıyamet gününde ‘Yarattıklarınıza can verin.’ denilerek azap
edilecektir.”
(Buhârî, Libâs 89,91,95.)
Rivayet 5: “Şu perdeyi karşımdan kaldır; üzerindeki
tasvirler namazda iken hep bana görünüp duruyor.” demiştir.
(Buhârî, “Libâs”,
93)
Rivayet 6: Âişe, şu perdenin yerini değiştir. Eve
girip hemen onu görünce dünyayı hatırlıyorum.” demiştir
(Müslim, “Libâs”,
88).
Rivayet Tenkitleri:
Bu rivayetleri
savunanlar, Allah’ın insanı kendi eliyle yaptığı heykel ve resimlere ibadetten kurtarıp, lâyık
olduğu makama çıkarmak için canlı mahlûkların her türlü heykel ve resimlerinin
yapılmasını yasakladığını söylemektedirler. Canlı varlıkların resim ve
heykelinin yapılmasını onlara tapma tehlikesi olduğu için yasaklandığını
söyleyenler cansız varlıklara da tapıldığını bilmiyorlar mı acaba. Tarihte
güneşe, ateşe tapanların olduğundan habersizler mi? Öyleyse bu mantığa göre
canlı cansız fark etmez herhangi bir şeyin resmini ya da heykelini yapmak doğru
değildir. Ayrıca tapılacak olan şeyin heykelini ya da resmini yapmak yasaksa
tapınma riskini ortadan kaldıra bilmek için asıl o şeyin kendisinin ortadan
kaldırılması gerekir. Çünkü heykele ya da resime tapan kişi gerçeğine taparken
hiç düşünmez bile. Mesela günümüzde Hindistan’da insanlar ineklere, maymunlara
tapmaktadırlar. Yine aynı mantıkla hareket edecek olursak bu riski ortadan
kaldırmak için bu hayvanları da o zaman öldürmek gerekir. Tapılacak şeylerin
listesi uzar gider ve sonunda iş içinden çıkılmaz bir hal alır.
Rivayetlere
bakıldığı zaman içinde resim ve köpek olan evlere meleklerin girmeyeceği
söylenmektedir. Acaba isteseler girebilirler mi? Şayet bu nesnelerin bulunduğu yerlere melekler
giremiyorsa dışarıda dahi olsa üzerinde resim ya da küçük heykel taşıyan birinin
yanına melekler nasıl yaklaşacak. Kiramen Katibin melekleri görevini nasıl
yapacak ya da ölüm meleği o kişinin canını nasıl alacak. Hem İslam'ın ilk
yıllarında Kâbe’nin etrafı putlarla doluydu ve günümüzde de dışarıda pek çok
yerde heykel ve resim bulunmaktadır. O halde meleklerin yeryüzünün büyük bir
bölümüne de girmemesi gerekiyor. Bu iddialar çok ilginç ve komik.
Köpek düşmanlığı
da yine bu rivayette kendini göstermiş durumda. Köpek bulunan eve meleklerin
giremeyeceği söyleniyor. Halbuki yine rivayetlerden öğrendiğimize göre peygamberin
mescidine köpeklerin girdiği söyleniyor. Melekler peygamberin mescidine de
giremeyecekse nereye girecekler. Daha önceki rivayetlerde bahsetmiştik. Kara köpek
şeytan öldür, namaz kılanın önünden köpek geçerse o kişinin namazı bozulur ve
köpek olan eve melek girmez. Nedir bu köpeklerin çektiği Allah neden yaratmış
ki köpeği.
Üçüncü rivayetin
sonunda Cibril’in peygamber efendimizin yanına üzerinde resim bulunan bir perdeden
dolayı giremediği ve peygamber efendimize bu perdeden ayakaltına alınacak iki
adet minder yapılmasını söylediği ifade ediliyor. Resimler ayakaltına alınınca
odadan çıkmış olmuyor ki mesele resmin asılı olması mı yoksa oda da bulunması
mı? Bu perdeden minder yapılırken Cibril’in iki adet minder yapın diyerek sayı
vermesi de anlamsız. Neden bir değil, üç değil de iki. Hani uydurulan dinde bir
söylem vardır ya Allah tektir ve teki sever. Buna göre Cibril tek bir sayı
söylese daha iyi olmaz mıydı?
Bilindiği gibi İslâmiyet’in ilk yıllarında Peygamber Efendimiz kabir
ziyaretini yasaklamıştı. Bunun sebebi, o devirde bazı Cahiliye âdetlerinin hâlâ
yaşanmakta olmasıdır. O dönemde Araplar büyük ve kalabalık bir kabile
olduklarını birbirlerine ispat etmek için mezardaki ölülerin sayısıyla
övünürlerdi. Ölülerin kahramanlıklarını anarlar, göğüslerini yırtarak ve
bağırıp çağırarak onlar için ağlarlardı.
Peygamberimiz bu âdetlerin çirkin ve manasız olduğunu benimsetene
kadar kabir ziyaretini yasakladı. Ölülere nasıl davranılması gerektiği
konusunda İslâmiyet’in getirdiği emirler iyice benimsenip gönüllere yerleşince,
bu yasak da kalktı.
“Sizi mezarlara gitmekten alıkoymuştum. Gidin mezarlara, çünkü o size
ahireti hatırlatır” dedi
Tirmizî, Cenâiz 60; Ebû Dâvûd, Cenâiz 77
Rivayetler okunduğu zaman aralarındaki zıtlık zaten hemen göze
çarpıyor. Üçüncü rivayette içerde bulunan resimli perdeden dolayı Cibril içeri
giremiyor ve onu kaldırın diyor. Dördüncü rivayette de peygamber efendimiz bu
perdeyi öfkelenerek yere atıyor. Beşinci rivayette ise bu perdeyi karşımdan
kaldır, namazda bana hep görünüyor diyor. Yani namazın sıhhatini ve huşûsunu
bozduğu için tam karşısında olmasını hoş karşılanmadığı anlaşılıyor. Altıncı rivayette
bunu destekler niteliktedir.
Günümüzde cep
telefonları, fotoğraf makineleri ile anında resim ya da video
çekilebilmektedir. Kıyamet günü sürekli azap edilecek ressamlar grubuna fotoğrafçılar
ya da kameramanlar da giriyor mu? Eğer giriyorsa vay halimize çünkü günümüzde cep
telefonlarıyla resim ya da video çekmeyen biri var mı? Geleceği düşünmek bile
istemiyorum üç boyutlu hologram insanlar, insansı robotlar gibi yeni keşif
yapanların sonu ne olacak? Böyle bir din anlayışıyla bilim teknoloji gelişir
mi? Sonra da Amerika, İsrail’e kız dur.
Günümüzde kaç kişi
çocuğunun fotoğrafını tapmak için duvara asar ki…Ya da resim veya heykel
yapmanın Allah’a özenmekle ne alakası var.
İnternetten bu rivayetleri
savunmak için dakikalarca video hazırlayanların videonun da resimlerden
oluştuğundan haberleri yok galiba ya da kaç tanesinin evinde televizyon yok
acaba.
İnsanlar sevdiği, hayran
olduğu şeylerin resmini yapar ya da çeker. Bu Allah’ın duygularımıza hitap eden
evrende ki eşsiz sanatının ve bizler için var ettiği güzelliklerin bir kâğıt
üzerine kopyalanmasıdır. Bu o muhteşem sanatçıyı takdir etmekten başka bir şey
değildir.
Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de
Hz. Süleyman’ında heykeller yaptırttığı geçmektedir.
“ Onlar, Süleyman için
dilediği biçimde kaleler, heykeller, havuz gibi çanaklar ve sabit kazanlar
yapıyorlardı.”
Sebe
Suresi/13
Ayette geçen heykeller
kelimesine getirilen yorum, meleklerin, peygamberlerin ve salih kişilerin
heykelleri ya da resimleri ile Hz. Süleyman’ın tahtının ve basamaklarının
üzerinde bulunan tavus kuşu, doğan ve aslan gibi hayvan suretleri olduğu
şeklindedir. Şayet heykel ve resim haram olsaydı Hz. Süleyman’ın bunları
yaptırmaması gerekirdi. Peygamberlerin şeriatlarında farklılıklar olabilir, Hz.
Süleyman’ın şeriatında heykel yapmanın serbest olduğunu söyleyenler olabilir. Hani
Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar indirilen dinlerin hepsinin adı İslam’dı. Aynı
dinde diyelim ki küçük farklar olabilir ama bu kadar önemli ve büyük bir fark
olabilir mi? İnsanın bugün heykele ya da resme tapınma tehlikesi varda o zaman
yok muydu? Allah’ın dini zamanlara göre değişkenlik göstermez.