1 Nisan 2019 Pazartesi

Büyüklerin Süt Emmesi




RİVAYETLER:

1-Hz. Aişe (r.a.) anlatıyor: "Kur'an olarak inenler meyanın da "Malum on emme ile haram sabit olur" ayeti de vardı. Sonra (Rab Teala) onları, malum beş emme ile neshetti. Bu (beş emme) ayetleri, Kur'an'ın okunan ayetleri arasında iken Aleyhissalâtu vesselâm vefat etti."

[Müslim, Rada 24, (1452); Muvatta, Rada 17, (2, 608); Ebu Davud, Nikah 11, (2062); Tirmizî, Rada 3, (1150); Nesaî, Nikah 51, (6, 100).]

2-Âişe'den rivayetle Ebû Huzeyfe'nin âzâdlısı Salim, evlerinde Ebû Huzeyfe ile ailesinin yanında bulunuyormuş. Derken Sehle binti Süheyl HZ. Peygamber’e gelerek:

“Salim artık erkeklik çağına geldi ve erkeklerin akıl ettikleri şeylere akıl erdirmeye başladı ama hâlâ yanımıza giriyor, bundan dolayı Ebû Huzeyfe'nin yüzünde hoşnutsuzluk görüyorum.” demiş.
Bunun üzerine Peygamber ona: onu emzir, ona haram ol buyurdu.
Sehle : “Koskoca adam olduğu halde onu nasıl emziririm?” dedi. Bunun üzerine Resulullah gülümsedi ve: “Onun koskoca adam olduğunu biliyorum.” cevabını verdi.
 (Sehle bunu yapmış ve) dönerek: “ Ben onu emzirdim, Ebû Huzeyfe'nin hatırına gelen şey de gitti.” demiş
(MÜSLİM, Büyük İnsanın Süt Emmesi Babı, 26-27-28-29 VE 30. HADİSLER)
RİVAYETLERİN TENKİDİ:

Rivayetleri okudukça İnsanın kafası allak bullak oluyor, bu nasıl bir din diyesi geliyor. Ergenliğe erişmiş bir erkeğin süt emmesi de nedir. İzah edilecek bir şey arıyorsunuz ama neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor. Birinci rivayette bir erkeğin bir bayana haram olması için onu 10 kez emzirmesi gerektiğini bildiren ayetin 5 kez emzirmesi gerektiğini bildiren ayetle nesh edildiği ve bu ayet insanlarca okunurken de peygamberimizin öldüğü söyleniyor. O halde bu ayetlerin günümüz Mushaflarında da olması gerekmez mi? Gerekir o halde nerde bu ayetler. Yok … On emme ile beş emme arasında ki fark nedir. Allah’ın ayetleri bu kadar basit bir mesele için nesh edilecek yazboz tahtası mıdır? Allah bir konuda hükmünü belirledi mi bir daha o hükmünden dönmez. Kur’an’ın değişmeden günümüze kadar gelen tek kaynak olduğuna inanıyoruz, Rabbimizin onu koruduğuna da iman ediyoruz ama yukarıda okuduğumuz onca rivayete bakınca değişmeyen nesh edilmeyen ayeti yok gibi. Diyorlar ki aslında bu ayetler Resûlullah'ın hayatının son za­manlarında neshedildi ama haberi olmayan kimseler onu Resûl-i Ekrem'in vefatından sonra da okumaya devam ettiler ve haberleri olunca da okumayı bıraktılar. Bu nasıl bir din ki dinin öğrenildiği ana kaynakta ki ayetler nesh ediliyor, haberi olanlar okumuyor olmayanlar okumaya devam ediyor, bu anlaşmazlıkların çıkmasına, ihtilaflara, fitneye yol açmaz mı?

İkinci rivayette, Sehle’nin ergenlik çağına gelmiş azatlısı Salim’in hala yanımıza giriyor ve Ebu Huzeyfe bundan rahatsızlık duyuyor diye peygamberimize bir yakınması var. Burada “ yanımıza giriyor” dan kasıt yatak odası gibi mahrem bir yer olması gerekir yoksa evin paylaşılan diğer odalarında kim bir yakınından çekinir ki. Hal böyleyse odaya girmemesi için basit bir uyarı yetecekken neden peygambere gidilir.  Ya da Ebu Huzeyfe her ne kadar azatlısıda olsa Salim’i kan bağı olmadığı için bir yabancı erkek gibi görüyor ve karısını kıskanıyor olabilir. Bu birincisinden daha vahim bir durum dur ki varlığından bile rahatsız olduğu bir kişinin sırf ona haram olması için karısının memesinden on ya da beş defa süt emmesine ne kadar tahammül edebilir. Her iki halde de yetişkin bir insanın karısının memesinden süt emmesine hangi erkek izin verir ki.

Bunu Sahle’nin “ Koskoca adam olduğu halde onu nasıl emziririm? “ sözünden ve şaşkınlığından da anlayabiliriz. En garip olanı ise Ebu Huzeyfe’nin aklına gelenin, Sahle’nin Salim’i emzirdikten sonra sanki sihirli bir değnek değmiş gibi kaybolması. Diyorlar ki bu o kişi için verilmiş özel bir ruhsat. Bu nasıl bir savunma dinde özel ruhsat mı olur, peygamberimiz o kişilere torpil mi yaptı yani. Aynı durumda olan başkaları ne halleri varsa görsün öyle mi. Salim sütü emerken ne hissetti acaba fıtratında olan cinsel dürtülerini kontrol edebildi mi ya da beş defa süt emen bir kimse daha da fazlasını ister mi bilinmez.

Rivayetler böyle olunca günümüz âlimleri de buna uygun fetvalar verir. İşte bir örnek:

Mısır’daki El-Ezher Üniversitesinin Hadis Bölümü Başkanı, “Kadınlar, aynı işyerindeki erkekleri emzirirse, akrabaya dönüşür, tacize uğramaktan kurtulur” şeklinde bir fetva verdi ve tartışmalara yol açtı. El-Ezher Üniversitesi’nden yapılan açıklamada ise bu fetvanın İslam’ı küçük düşürücü nitelikte olduğu söylendi. Hepinizi böyle şey olur mu diyerek sinirlendiğinizi görür gibiyim. Oysa hadisleri dinin kaynağı kabul edenlere göre verilen bu fetvanın geçerli olması gerekmez mi?

Amiyane bir tabirle özür dileyerek söylüyorum “ eşeğin aklına karpuz kabuğu getirmek”tir bu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder