RİVAYETLER:
1-Hz. Aişe (r.a.)
anlatıyor: "Kur'an olarak inenler meyanın da "Malum on emme ile haram
sabit olur" ayeti de vardı. Sonra (Rab Teala) onları, malum beş emme ile
neshetti. Bu (beş emme) ayetleri, Kur'an'ın okunan ayetleri arasında iken Aleyhissalâtu
vesselâm vefat etti."
[Müslim,
Rada 24, (1452); Muvatta, Rada 17, (2, 608); Ebu Davud, Nikah 11, (2062);
Tirmizî, Rada 3, (1150); Nesaî, Nikah 51, (6, 100).]
2-Âişe'den rivayetle Ebû Huzeyfe'nin âzâdlısı Salim, evlerinde Ebû Huzeyfe ile ailesinin yanında bulunuyormuş. Derken Sehle binti Süheyl HZ. Peygamber’e gelerek:
“Salim artık erkeklik çağına geldi ve erkeklerin akıl ettikleri şeylere akıl erdirmeye başladı ama hâlâ yanımıza giriyor, bundan dolayı Ebû Huzeyfe'nin yüzünde hoşnutsuzluk görüyorum.” demiş.
Bunun
üzerine Peygamber ona: onu emzir, ona haram ol buyurdu.
Sehle : “Koskoca
adam olduğu halde onu nasıl emziririm?” dedi. Bunun üzerine Resulullah
gülümsedi ve: “Onun koskoca adam olduğunu biliyorum.” cevabını verdi.
(Sehle bunu yapmış ve) dönerek: “ Ben onu emzirdim, Ebû
Huzeyfe'nin hatırına gelen şey de gitti.” demiş
(MÜSLİM, Büyük İnsanın Süt Emmesi Babı, 26-27-28-29 VE
30. HADİSLER)
RİVAYETLERİN
TENKİDİ:
Rivayetleri okudukça
İnsanın kafası allak bullak oluyor, bu nasıl bir din diyesi geliyor. Ergenliğe
erişmiş bir erkeğin süt emmesi de nedir. İzah edilecek bir şey arıyorsunuz ama
neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor. Birinci rivayette bir erkeğin bir
bayana haram olması için onu 10 kez emzirmesi gerektiğini bildiren ayetin 5 kez
emzirmesi gerektiğini bildiren ayetle nesh edildiği ve bu ayet insanlarca
okunurken de peygamberimizin öldüğü söyleniyor. O halde bu ayetlerin günümüz
Mushaflarında da olması gerekmez mi? Gerekir o halde nerde bu ayetler. Yok … On
emme ile beş emme arasında ki fark nedir. Allah’ın ayetleri bu kadar basit bir
mesele için nesh edilecek yazboz tahtası mıdır? Allah bir konuda hükmünü
belirledi mi bir daha o hükmünden dönmez. Kur’an’ın değişmeden günümüze kadar
gelen tek kaynak olduğuna inanıyoruz, Rabbimizin onu koruduğuna da iman
ediyoruz ama yukarıda okuduğumuz onca rivayete bakınca değişmeyen nesh
edilmeyen ayeti yok gibi. Diyorlar ki aslında bu ayetler Resûlullah'ın
hayatının son zamanlarında neshedildi ama haberi olmayan kimseler onu Resûl-i
Ekrem'in vefatından sonra da okumaya devam ettiler ve haberleri olunca da
okumayı bıraktılar. Bu nasıl bir din ki dinin öğrenildiği ana kaynakta ki
ayetler nesh ediliyor, haberi olanlar okumuyor olmayanlar okumaya devam ediyor,
bu anlaşmazlıkların çıkmasına, ihtilaflara, fitneye yol açmaz mı?
İkinci rivayette,
Sehle’nin ergenlik çağına gelmiş azatlısı Salim’in hala yanımıza giriyor ve Ebu
Huzeyfe bundan rahatsızlık duyuyor diye peygamberimize bir yakınması var.
Burada “ yanımıza giriyor” dan kasıt yatak odası gibi mahrem bir yer olması
gerekir yoksa evin paylaşılan diğer odalarında kim bir yakınından çekinir ki.
Hal böyleyse odaya girmemesi için basit bir uyarı yetecekken neden peygambere
gidilir. Ya da Ebu Huzeyfe her ne kadar
azatlısıda olsa Salim’i kan bağı olmadığı için bir yabancı erkek gibi görüyor
ve karısını kıskanıyor olabilir. Bu birincisinden daha vahim bir durum dur ki
varlığından bile rahatsız olduğu bir kişinin sırf ona haram olması için
karısının memesinden on ya da beş defa süt emmesine ne kadar tahammül edebilir.
Her iki halde de yetişkin bir insanın karısının memesinden süt emmesine hangi
erkek izin verir ki.
Bunu Sahle’nin “ Koskoca adam olduğu halde onu nasıl emziririm? “ sözünden
ve şaşkınlığından da anlayabiliriz. En garip olanı ise Ebu Huzeyfe’nin aklına
gelenin, Sahle’nin Salim’i emzirdikten sonra sanki sihirli bir değnek değmiş
gibi kaybolması. Diyorlar ki bu o kişi için verilmiş özel bir ruhsat. Bu nasıl
bir savunma dinde özel ruhsat mı olur, peygamberimiz o kişilere torpil mi yaptı
yani. Aynı durumda olan başkaları ne halleri varsa görsün öyle mi. Salim sütü
emerken ne hissetti acaba fıtratında olan cinsel dürtülerini kontrol edebildi mi
ya da beş defa süt emen bir kimse daha da fazlasını ister mi bilinmez.
Rivayetler
böyle olunca günümüz âlimleri de buna uygun fetvalar verir. İşte bir örnek:
Mısır’daki
El-Ezher Üniversitesinin Hadis Bölümü Başkanı, “Kadınlar, aynı işyerindeki
erkekleri emzirirse, akrabaya dönüşür, tacize uğramaktan kurtulur” şeklinde bir
fetva verdi ve tartışmalara yol açtı. El-Ezher Üniversitesi’nden yapılan
açıklamada ise bu fetvanın İslam’ı küçük düşürücü nitelikte olduğu söylendi.
Hepinizi böyle şey olur mu diyerek sinirlendiğinizi görür gibiyim. Oysa
hadisleri dinin kaynağı kabul edenlere göre verilen bu fetvanın geçerli olması
gerekmez mi?
Amiyane
bir tabirle özür dileyerek söylüyorum “ eşeğin aklına karpuz kabuğu
getirmek”tir bu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder