BAKARA 2/13 - Onlara:
"İnsanların (müslümanların) inandığı gibi inanın." denilince,
"Biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?" derler. İyi
bilin ki, asıl beyinsiz kendileridir fakat bilmezler.
BAKARA 2/44 - İnsanlara iyiliği
emreder de kendinizi unutur musunuz? Halbuki kitab (Tevrat)ı okuyorsunuz. Hâlâ
aklınızı başınıza almayacak mısınız?
BAKARA 2/73- İşte bundan dolayı,
o sığırın bir parçası ile o ölüye vurun, dedik. Allah ölüleri işte böyle
diriltir ve size âyetlerini gösterir, belki aklınızı başınıza toplarsınız.
BAKARA 2/75 - Şimdi bunların,
size hemen inanacaklarını ümit mi ediyorsunuz? Halbuki bunlardan bir grup vardı
ki, Allah'ın kelâmını işitirlerdi de sonra ona akılları yattığı halde bile bile
onu tahrif ederlerdi.
BAKARA 2/76 - Üstelik iman
edenlere rastladıklarında inandık derler, birbirleriyle başbaşa kaldıkları
zaman, "Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil olarak kullansınlar diye mi
tutup Allah'ın size açıkladığı gerçekleri onlara da söylüyorsunuz? Hiç aklınız
yok mu be?" derlerdi.
BAKARA 2/164. Göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile
gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, insanlara yararlı şeylerle denizde süzülen
gemilerde, Allah’ın gökten indirip yeri ölümünden sonra dirilttiği suda, her
türlü canlıyı orada yaymasında, rüzgarları ve yerle gök arasında emre amade
duran bulutları döndürmesinde, düşünen kimseler için deliller vardır.
BAKARA 2/170- Onlara:
"Allah'ın indirdiğine uyun." dendiği vakit de: "Yok, atalarımızı
neyin üzerinde bulduysak ona uyarız." dediler. Ya ataları bir şeye akıl
erdiremez ve doğruyu seçemez idiyseler de mi onlara uyacaklar?
BAKARA 2/171 - O kâfirlerin
hali, sadece bir çağırma veya bağırmadan başkasını işitmeyerek haykıranın
haline benzer; onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler.
BAKARA
2/179- Ey temiz akıl sahipleri! Kısasta sizin için
bir hayat vardır. Ümit edilir ki, korunursunuz.
BAKARA
2/197- Hac, bilinen aylardadır. Her kim o aylarda
hacca başlayıp kendisine farz ederse; artık hacda kadına yaklaşmak, günah
işlemek ve kavga etmek yoktur. Siz hayırdan ne işlerseniz, Allah onu bilir.
Kendinize azık edinin.Şüphesiz ki azıkların en hayırlısı Allah korkusudur. Ey
akıl sahipleri! Benden korkun!
BAKARA 2/219. Sana, şarap ve kumar hakkında soru sorarlar.
De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar
vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür. Yine sana
iyilik yolunda ne harcayacaklarını sorarlar. "İhtiyaç fazlasını" de.
Allah size âyetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.
BAKARA 2/221. İman etmedikçe putperest kadınlarla
evlenmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, imanlı bir câriye
kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla)
evlendirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle
kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. Allah ise, izni
(ve yardımı) ile cennete ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye
âyetlerini insanlara açıklar.
BAKARA 2/242 - İşte akıllarınız
ersin diye, Allah size âyetlerini böylece açıklıyor.
BAKARA 2/269 - Dilediğine hikmet
verir, hikmet verilene ise pek çok hayır verilmiş demektir. Ve bunu ancak üstün
akıllılar anlar.
ALİ İMRAN 3/7 - Sana bu kitabı
indiren O'dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın
anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir. Kalblerinde
kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyflerine göre
te'vil yapmak için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun
te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, "Biz buna
inandık, hepsi Rabbimiz katındandır." derler. Üstün akıllılardan başkası
da derin düşünmez.
ALİ İMRAN 3/65 - Ey Kitap ehli!
İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Tevrat da, İncil de ondan sonra
indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz?
ALİ İMRAN 3/118 - Ey iman
edenler! Kendi dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık
etmekten asla geri kalmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Kin ve
düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinde gizledikleri ise daha
büyüktür. Düşünürseniz, biz size âyetleri açıkladık.
ALİ İMRAN 3/190 - Göklerin ve
yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim
akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır.
ALİ İMRAN 3/191. Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları
üzerine yatarken (her vakit) Allah’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı
hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna
yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabından koru !
NİSA
4/5 - Allah'ın, sizi başına diktiği
mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve
onlara güzel söz söyleyin.
NİSA 4/82. Hâla Kur’an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler
mi? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık
bulurlardı.
MAİDE
5/58 - Namaza çağırdığınız zaman, onu alay
ve eğlence konusu yaparlar. Bu onların, akıllarını kullanmayan bir toplum
olmalarından dolayıdır.
MAİDE 5/100 -
De ki:"Pis olan şeyle temiz olan şey bir
olmaz, pis olanın çokluğu hoşuna gitse bile". Ey selim akıl sahipleri
Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz.
MAİDE 5/103-
Allah, ne "bahîre"yi, ne
"sâibe"yi, ne "vesile"yi ve ne de "hâm"ı meşru
kılmıştır. Fakat küfredenler, Allah'a yalan iftira etmektedirler. Onların
çoğunun akılları ermez.
EN’AM
6/62 - Dünya hayatı, eğlence ve oyundan başka bir
şey değildir. Ahiret yurdu ise, Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır.
Aklınızı kullanmaz mısınız?
EN’AM 6/50. De ki: Ben size, Allah’ın hazineleri benim
yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum.
Ben, sadece bana vahyolunana uyarım. De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç
düşünmez misiniz?
EN’AM 6/97. O, kara ve denizin karanlıklarında kendileri ile
yol bulasınız diye sizin için yıldızları yaratandır. Gerçekten biz, bilen bir
toplum için âyetleri geniş geniş açıkladık.
EN’AM 6/98. O, sizi bir tek nefisten (Âdem’den) yaratandır.
(Sizin için) bir kalma yeri, bir de emanet olarak konulacağınız yer vardır.
Anlayan bir toplum için âyetleri ayrıntılı bir şekilde açıkladık.
EN’AM 6/140 - Bilgisizlik
yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği
rızkı, Allah'a iftira ederek haram kılanlar muhakkak ki, ziyana uğradılar.
Bunlar, doğru yoldan sapmışlardır; hidayete erecek de değillerdir.
EN’AM
6/151 - De ki: Rabbinizin size neleri haram
kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin,
fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz
veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere
Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size bunları
emretti.
EN’AM 6/152. Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına,
sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese
ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz. Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız
dahi olsa adaletli olun, Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice
düşünesiniz diye bunları emretti.
A’RAF
7/169 - Derken kitabı (Tevrat'ı) miras alan bozuk
bir nesil bunların yerini aldı. Bize nasıl olsa mağfiret edilecek diyerek, şu
alçak dünya malını alıyorlar, yine onun gibi bir mal ve rüşvet gelse onu da
alırlar. Allah'a karşı haktan başka bir şey söylemeyeceklerine dair
kendilerinden o kitabın hükmü üzere misak alınmamış mıydı? Ve onun içindekileri
okuyup öğrenmemişler miydi? Oysa ahiret yurdu Allah'tan korkanlar için daha
hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza almayacak mısınız?
A’RAF 7/176. Dileseydik, onu ayetlerimizle üstün kılardık; fakat o,
dünyaya meyletti ve hevesine uydu. Durumu, üstüne varsan da, kendi haline
bıraksan da, dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumu gibidir. İşte ayetlerimizi
yalan sayan kimselerin hali böyledir. Sen onlara bu kıssayı anlat, belki
üzerinde düşünürler.
A’RAF 7/184. Düşünmediler mi ki, arkadaşlarında
(Muhammed’de) delilik yoktur? O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.
ENFAL 8/22 -
Çünkü yeryüzünde dolaşan canlıların Allah katında
en kötüsü anlamayan ve düşünmeyen sağırlarla dilsizlerdir.
YÛNUS 10/16 - De
ki, "Eğer Allah dileseydi ben onu size okumazdım. O da onu hiçbir şekilde
size bildirmezdi. Bilirsiniz ki, ben sizin içinizde bundan önce yıllarca
bulundum. Siz hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?"
YÛNUS 10/24. Dünya hayatının durumu, gökten indirdiğimiz bir
su gibidir ki, insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri
o su sayesinde gürleşip birbirine girer. Nihayet yeryüzü zinetini takınıp,
(rengârenk) süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kudret sahibi olduklarını
sandıkları bir sırada, bir gece veya gündüz ona emrimiz (âfetimiz) gelir de onu
sanki dün yerinde yokmuş gibi kökünden koparılarak biçilmiş bir hale getiririz.
İşte iyi düşünecek kavimler için âyetlerimizi böyle açıklıyoruz.
YÛNUS 10/42 - İçlerinden seni
dinlemeye gelenler de var. Sen, sağırlara, üstelik akılsız da olanlara
dinletebilir misin?
YÛNUS 10/100 - Allah'ın izni
olmadıkça hiçbir kişinin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını kullanmayanlar
üzerine Allah bir uğursuzluk yükler.
HÛD 11/30. Ey kavmim! Ben onları kovarsam, beni Allah’tan
(onun azabından) kim korur? Düşünmüyor musunuz?
HÛD 11/51 - "Ey kavmim! Bu
iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak beni yaratana aittir.
Artık akıllanmayacak mısınız?"
HÛD 11/78 - Daha önceleri çirkin
işler yapmış olan kavmi harıl harıl koşup geldiler. Lut onlara: "Ey
kavmim! İşte size kızlarım, onlar sizin için daha temizdirler. Gelin Allah'tan
korkun, beni misafirlerime rezil rüsvay etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir
adam yok mu?" dedi.
YUSUF 12/2 -
Muhakkak ki, biz onu anlayasınız diye Arapça bir
kitap olarak indirdik.
YUSUF 12/109 - Senden
önce gönderdiğimiz peygamberler de o memleketlerin halkındandı, onlar da
kendilerine vahiy verdiğimiz birtakım erkeklerden başkası değillerdi. Şimdi o
yerlerde şöyle bir gezip görmediler mi? Kendilerinden önce gelip geçenlerin
akıbetlerinin nasıl olduğuna bir baksalar ya!... Elbette ahiret yurdu
müttakiler için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı başınıza toplamayacak mısınız?
YUSUF 12/111
- Gerçekten de onların kıssalarında üstün akıllılar
için bir ibret vardır. Bu Kur'ân uydurulmuş herhangi bir söz değildir. Lâkin
kendisinden önce gelen kitapların tasdiki her şeyin ayrıntılarıyla açıklayıcısı
ve iman edecek bir kavim için hidayet ve rahmettir.
RA’D 13/3. Yeri döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar
yaratan ve orada bütün meyvelerden çifter çifter yaratan O’dur. Geceyi de
gündüzün üzerine O örtüyor. Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için
ibretler vardır.
RA’D
13/4 - Yeryüzünde birbirine komşu kıtalar vardır.
Üzüm bağları, ekinler, çatallı ve çatalsız hurmalıklar vardır ki, hepsi bir tek
su ile sulanır. Halbuki meyvelerinde birini öbürüne üstün kılıyoruz. Aklı eren
bir kavim için bunda muhakkak ibretler vardır.
RA’D 13/19- Şimdi Rabbinden sana
indirilenin gerçekten hak olduğunu bilen bir kimse, kör olan bir kimse gibi
olur mu? Fakat bunu ancak üstün akıllı ve temiz vicdanlı kimseler idrak
ederler.
İBRAHİM
14/52 - Bu Kur'ân, kendisiyle uyarılsınlar,
Allah'ın ancak bir tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar
diye insanlara gönderilmiş bir tebliğdir.
NAHL 16/11. (Allah) su sayesinde sizin için ekinler,
zeytinler, hurmalar, üzümler ve diğer meyvelerin hepsinden bitirir. İşte
bunlarda düşünen bir toplum için büyük bir ibret vardır.
NAHL 16/12 - Geceyi, gündüzü,
güneşi ve ayı sizin hizmetinize O verdi. Bütün yıldızlar da O'nun emrine boyun
eğmişlerdir. Şüphesiz ki bunda aklını kullanan bir toplum için ibretler vardır.
NAHL 16/17. O halde, yaratan (Allah), yaratmayan (putlar)
gibi olur mu? Hâla düşünmüyor musunuz?
NAHL 16/43-44. Doğrusu senden önce de kendilerine kitablar
ve belgelerle vahyettiğimiz bir takım adamlar gönderdik. Bilmiyorsanız
kitablılara sorun. Sana da, insanlara gönderileni açıklayasın diye Kuran’ı
indirdik. Belki düşünürler.
NAHL 16/67 - Hurma ve üzüm
ağaçlarının meyvalarından da hem içki, hem de güzel gıdalar edinirsiniz.
Şüphesiz ki bunda aklını kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır.
NAHL 16/68-69. Rabbin bal arısına: "Dağlarda, ağaçlarda
ve hazırlanmış kovanlarda yuva edin; sonra her çeşit üründen ye; sonra da
Rabbinin işlemen için gösterdiği yollardan yürü" diye öğretti.
Karınlarından insanlara şifa olan çeşitli renklerde bal çıkar. Düşünen bir
millet için bunda ibret vardır.
NAHL 16/90. Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya
yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O,
düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.
MERYEM 19/67. İnsan düşünmez mi ki, daha önce o hiçbir şey
olmadığı halde biz kendisini yaratmışızdır?
TÂHÂ 128. Bizim, onlardan önce nice nesilleri helâk etmiş
olmamız kendilerini yola getirmedi mi? Halbuki onların yurtlarında gezip
dolaşırlar. Bunda, elbette ki akıl sahipleri için nice ibretler vardır.
ENBİYA 21/10
- (Ey Kureyş topluluğu!) And olsun, size öyle bir
kitab indirdik ki, bütün şan ve şerefiniz ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?
ENBİYA 21/67
- "Size de, Allah'ı bırakıp taptıklarınıza da
yazıklar olsun, siz hâlâ akıllanmayacak mısınız?"
HAC 22/46 - Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki olanları akledecek
kalbleri, işitecek kulakları olsun. Gerçek şudur ki, gözler kör olmaz, fakat
asıl göğüslerin içindeki kalpler kör olur.
MÜMİNUN 23/68. Onlar bu sözü (Kur’an’ı) hiç düşünmediler mi?
Yoksa kendilerine, daha önce geçmişteki atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
MÜMİNUN 23/80 - Ve O, yaşatan ve
öldürendir; gecenin ve gündüzün değişmesi O'nun eseridir. Hâlâ aklınızı
kullanmaz mısınız?
MÜMİNUN 23/85. "Allah’a aittir" diyecekler. Öyle
ise siz hiç düşünüp taşınmaz mısınız! de.
NUR 24/1. (Bu) Bizim inzâl ettiğimiz ve (hükümlerini
üzerinize) farz kıldığımız bir sûredir. Belki düşünüp öğüt alırsınız diye onda
açık seçik âyetler indirdik.
NUR 24/27. Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere,
geldiğinizi farkettirip (izin alıp) ev halkına selâm vermedikçe girmeyin. Bu
sizin için daha iyidir; herhalde (bunu) düşünüp anlarsınız.
NUR 24/61 - A'maya güçlük
yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. Sizin için de gerek
kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden,
erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın
evlerinden halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin
evlerinden veya anahtarlarına malik olduğunuz yerlerden, yahut dostlarınızın
evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde
de bir güçlük ve günah yoktur. Evlere girdiğiniz zaman Allah tarafından mübarek
ve güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selam verin. İşte
Allah düşünüp anlayasınız diye size âyetlerini böyle açıklar.
FURKAN 25/44
- Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten söz
dinleyeceğini yahut akıllanacağını mı sanıyorsun? Gerçekte onlar hayvanlar
gibidir, hatta gidişçe daha sapıktırlar.
ŞUARA 26/28
- Musa devamla şöyle söyledi: "Şayet aklınızı
kullansanız (anlarsınız ki), O, doğunun, batının ve ikisinin arasında
bulunanların Rabbidir."
KASAS 28/43. Andolsun biz, ilk nesilleri yok ettikten sonra
Musa’ya, -düşünüp öğüt alsınlar diye- insanlar için apaçık deliller, hidayet
rehberi ve rahmet olarak o Kitab’ı (Tevrat’ı) vermişizdir.
KASAS 28/51. Andolsun ki biz, düşünüp öğüt alsınlar diye,
sözü (vahyi) birbiri ardınca yetiştirmişizdir (aralıksız vahiylerimizi
göndermişizdir).
KASAS 28/60 - Size verilen
şeyler, dünya hayatının geçim vasıtası ve debdebesidir. Allah katında olanlar
ise, daha hayırlı ve daha kalıcıdır. Hâlâ buna aklınız ermeyecek mi?
ANKEBUT 29/35
- Andolsun ki biz, aklını kullanacak bir kavim için
oradan apaçık bir ibret nişanesi bırakmışızdır.
ANKEBUT 29/43
- İşte biz bu temsilleri insanlar için getiriyoruz;
fakat onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.
ANKEBUT 29/63
- Andolsun ki onlara, "Gökten su indirip,
onunla ölümünün ardındanyeryüzünü canlandıran kimdir?" diye sorsan,
mutlaka, "Allah " derler. De ki: (Öyleyse) hamd de Allah'a mahsustur.
Fakat çokları akıllarını kullanmazlar.
RUM 30/8. Kendi kendilerine, Allah’ın, gökleri, yeri ve
ikisinin arasında bulunanları ancak hak olarak ve muayyen bir süre için
yarattığını hiç düşünmediler mi? İnsanların birçoğu, Rablerine kavuşmayı
gerçekten inkâr, etmektedirler.
RUM 30/21. Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)nizden eşler
yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peydâ etmesi de O’nun (varlığının)
delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.
RUM 30/22. O’nun delillerinden biri de, gökleri ve yeri
yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin değişik olmasıdır. Şüphesiz bunda
bilenler için (alınacak) dersler vardır.
RUM
30/24 - Yine O'nun âyetlerindendir ki, size hem
korku ve hem de umut vermek için şimşeği gösteriyor. Ve gökten bir su indiriyor
da onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat veriyor. Şüphesiz ki bunda aklını
kullanacak bir kavim için nice ibretler vardır.
RUM 30/28 - Allah, size
kendinizden bir misâl verdi: Hiç size rızık olarak verdiğimiz şeylerde
elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit
olur, aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız? İşte biz,
düşünecek bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz.
SECDE 32/4. Gökleri, yeri ve bunların arasındakileri altı
günde (devirde) yaratan, sonra arşa istivâ eden Allah’tır. O’ndan başka ne bir
dost ne de bir şefaatçınız vardır. Artık düşünüp öğüt almaz mısınız?
YASİN 36/62
- Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan
çıkardı. Ya o zaman düşünmüyor muydunuz?
YASİN 36/68
- Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak,
yaratılışta onu (güçve kuvvetini alarak) tersine çeviriyoruz. Hâlâ
akıllanmayacaklar mı?
SAFFAT 37/138 - Ve siz elbette
sabahleyin ve geceleyin onlara uğrar ve üzerlerinden geçersiniz. Hâlâ akıl edip
düşünmez misiniz?
SAFFAT 37/155. Hiç düşünmüyor musunuz?
SAD 38/29 - Bu, sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır ki, insanlar
onun âyetlerini düşünsünler ve temiz akıl sahipleri ibret alsınlar.
SAD 38/43 - Ve
ona, bütün ailesini ve beraberlerinde bir mislini daha tarafımızdan bir rahmet
olarak bahşettik ki, akıl sahipleri için bir ibret olsun.
ZÜMER 39/9 -
Yoksa o, gece saatlerinde kalkan, secdeye kapanıp,
kıyama durarak daima vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabbinin
rahmetini uman kimse gibi olur mu? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir
olur mu?" Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar.
ZÜMER 39/18 - O
kullarımı ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar,
Allah'ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir. İşte temiz akıllılar da
onlardır.
ZÜMER 39/21 - Allah'ın
gökten bir su indirip de onu bir yoluyla yeryüzündeki menbalara koyduğunu
görmedin mi? Sonra onunla türlü renklerde bir ekin çıkarır, sonra onun
olgunlaşıp sarardığını görürsün. Sonra da onu bir çöpe çevirir. Elbette bunda
temiz akıllılar için bir ihtar vardır.
ZÜMER 39/27. Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu
Kur’an’da insanlara. Her türlü misali verdik.
ZÜMER 39/42. Allah, ölenin ölüm zamanı gelince, ölmeyenin de
uykusunda iken canlarını alır da ölümüne hükmettiği canı alır, ötekini muayyen
bir vakte kadar bırakır. Şüphe yok ki, bunda iyi düşünecek bir kavim için
ibretler vardır.
ZÜMER 39/43 -
Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De
ki: "Onlar hiçbir şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi
(böyle yapacaksınız)?"
MÜMİN
40/54 - (Bunu) Aklı başında olanlara bir yol
gösterici ve bir hatırlatma olsun diye (böyle yaptık).
MÜMİN 40/58. Körle gören, inanıp iyi amellerde bulunanla
kötülük yapan bir olmaz. Ne kadar az düşünüyorsunuz!
MÜMİN 40/67 - "Sizi (önce)
bir topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir aleka (embriyo)dan yaratan,
sonra sizi bir bebek olarak çıkaran, sonra güçlü kuvvetli bir çağa erişmeniz,
sonra da ihtiyarlar olmanız için yaşatıp büyüten O'dur. İçinizden kimi de daha
önce vefat ettiriliyor. (Bunları Allah) belirli bir süreye ulaşasınız ve
aklınızı kullanasınız diye (böyle yapıyor)."
ZUHRUF 43/3
- Apaçık kitaba andolsun ki biz onu iyice
anlayasınız diye Arapça bir Kur'an yaptık.
CÂSİYE 45/5 - Gece ile gündüzün
değişmesinde ve Allah'ın gökten bir rızık sebebi olan yağmuru indirip de onunla
yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârları yönlendirmesinde aklını
kullanan bir topluluk için nice deliller vardır.
CÂSİYE 45/13. O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini, kendi
katından (bir lütfu olmak üzere) size boyun eğdirmiştir. Elbette bunda düşünen
bir toplum için ibretler vardır.
CÂSİYE 45/23. Hevâ ve hevesini tanrı edinen ve Allah’ın
(kendi katındaki) bir bilgiye göre saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği,
gözünün üstüne de perde çektiği kimseyi gördün mü? Şimdi onu Allah’tan başka
kim doğru yola eriştirebilir? Hâla ( düşünüp ) ibret almayacak mısınız?
MUHAMMED 47/24. Onlar Kur’an’ı düşünmüyorlar mı? Yoksa
kalpleri kilitli mi?
HUCURAT 49/4 - (Resülüm!) Sana odaların
arkasından bağıranların çokları, aklı ermez kimselerdir.
VÂKIA 56/62. And olsun ki, ilk yaratmayı bilirsiniz, yine de
düşünmez misiniz?
HADİD 57/17
- Biliniz ki Allah yer yüzünü ölümünden sonra
diriltir. Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık.
HAŞR 59/14 -
Onlar toplu olarak sizinle savaşamazlar, ancak,
müstahkem şehirlerde yahut duvarların ardından (sizinle savaşmak isterler).
Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, oysa
onların kalbleri dağınıktır. Böyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir
topluluktur.
HAŞR 59/21. Eğer biz bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik,
muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu
misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.
TALAK 65/10
- Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır. O
halde ey inanan akl-ı selim sahipleri! Allah'tan korkun, Allah size bir uyarıcı
gönderdi.
MÜLK 67/10
- Ve derler ki: "Eğer biz dinleseydik, yahut
düşünüp anlasaydık şu çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık!"
HAKKA 69/42. Kahin sözü de değildir; ne az düşünüyorsunuz!
FECR 89/5 - Nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder