ALİ İMRAN 3/20. Eğer seninle tartışmaya girişirlerse,
"Ben bana uyanlarla birlikte kendimi Allah’a verdim" de. Kendilerine
Kitap verilenlere ve kitapsızlara: "Siz de İslam oldunuz mu?" de,
şayet İslam olurlarsa doğru yola girmişlerdir, yüz çevirirlerse, sana yalnız
tebliğ etmek düşer. Allah kullarını görür.*
ALİ İMRAN 3/144. Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce
de peygamberler geçmişti. Ölür veya öldürülürse geriye mi döneceksiniz? Geriye
dönen, Allah’a hiçbir zarar vermez. Allah şükredenlerin mükafatını verecektir.
ALİ İMRAN 3/159. Allah’ın rahmetinden dolayı, sen onlara
karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalbli olsaydın, şüphesiz etrafından
dağılır giderlerdi. Onları affet, onlara mağfiret dile, iş hakkında onlara
danış, fakat karar verdin mi Allah’a güven, doğrusu Allah güvenenleri sever.
NİSA 4/105. Doğrusu, insanlar arasında Allah’ın sana
gösterdiği gibi hükmedesin diye Kitap’ı sana hak olarak indirdik; hakkı gözet,
hainlerden taraf olma.
NİSA 4/106. Allah’tan mağfiret dile. Allah bağışlar ve
merhamet eder.
MAİDE 5/99. Peygamberin görevi sadece tebliğ etmektir.
Allah, sizin açıkladıklarınızı da gizlediklerinizi de bilir.
EN’AM 6/50. De ki: "Size Allah’ın hazineleri elimdedir,
demiyorum; gaybı da bilmiyorum; size, ben meleğim demiyorum, ben ancak bana
vahyolunana uyuyorum." De ki: "Görenle görmeyen bir midir? Düşünmüyor
musunuz?"*
A’RAF 7/6. And olsun ki, kendilerine peygamber
gönderilenlere soracağız, peygamberlere de soracağız.
A’RAF 7/188. De ki: "Allah’ın dilemesi dışında ben kendime
bir fayda ve zarar verecek durumda değilim. Görülmeyeni bileydim, daha çok
iyilik yapardım ve bana kötülük de gelmezdi. Ben sadece, inanan bir milleti
uyaran ve müjdeleyen bir peygamberim."*
A’RAF 7/203. Onlara bir ayet getirmediğin zaman, "Sen
bir tane yapsaydın ya" derler. De ki: "Ben ancak Rabbim tarafından
bana vahyolunana uyarım. Bu Kitap inanan millete Rabbinizden açık belgeler, yol
gösterme ve rahmettir."
TEVBE 9/107. Zarar vermek, inkar etmek, müminlerin arasını
ayırmak, Allah ve Peygamber’ine karşı savaşanlara daha önceden gözcülük yapmak
üzere bir mescid kurup: "Biz sadece iyilik yapmak istedik" diye yemin
edenlerin yalancı olduklarına şüphesiz ki Allah şahiddir.
TEVBE 9/117. And olsun ki, Allah, sıkıntılı bir zamanda bir
kısmının kalbleri kaymak üzere iken Peygamber’e uyan Muhacirlerle Ensarın ve
Peygamberin tevbelerini kabul etti. Tevbelerini, onlara karşı şefkatli ve
merhametli olduğu için kabul etmiştir.
TEVBE 9/128. Ey inananlar! And olsun ki, içinizden size,
sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, size düşkün, inananlara şefkatli ve
merhametli bir peygamber gelmiştir.
YÛNUS 10/15. Ayetlerimiz onlara açık açık okununca, bizimle
karşılaşmayı ummayanlar, "Bundan başka bir Kuran getir veya bunu
değiştir" dediler. De ki: "Onu kendiliğimden değiştiremem, ben ancak,
bana vahyolunana uyarım. Ben Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabına
uğramaktan korkarım."
YÛNUS 10/49. De ki: "Allah’ın dilemesi dışında ben
kendime bir fayda ve zarar verecek durumda değilim. Her ümmet için bir süre
vardır; süreleri sona erince bir saat bile geciktirilmezler ve öne de
alınmazlar."
YÛNUS 10/94. Sana indirdiğimizden şüphede isen, senden önce
indirdiğimiz Kitap’ları okuyanlara sor. And olsun ki, sana Rabbinden gerçek
gelmiştir, sakın şüphelenenlerden olma.
YÛNUS 10/95. Allah’ın ayetlerini yalanlayanlardan da olma,
yoksa kaybedenlerden olursun.
HÛD 11/12. Putperestlerin: "Ona bir hazine indirilmeli
veya yanında bir melek gelmeli değil miydi?" demelerinden senin kalbin
daralır ve belki de sana vahyolunanın bir kısmını terkedecek olursun. Sen ancak
bir uyarıcısın, Allah her şeye vekildir.
HÛD 11/31. "Size, Allah’ın hazineleri yanımdadır
demiyorum; gaybı da bilmem; doğrusu melek olduğumu da söylemiyorum; küçük
gördüklerinize Allah iyilik vermeyecektir diyemem; içlerinde olanı Allah daha
iyi bilir. Yoksa şüphesiz haksızlık edenlerden olurum."
HÛD 11/120. Peygamberlerin başlarından geçenlerden, sana
anlattığımız her şey, senin gönlünü pekiştirmemizi sağlar; sana bu belgelerle
gerçek; inananlara da öğüt ve hatırlatma gelmiştir.
YÛSUF 12/24. And olsun ki kadın Yusuf’a karşı istekli idi;
Rabbin’den bir işaret görmeseydi Yusuf da onu isteyecekti. İşte ondan kötülüğü
ve fenalığı böylece engelledik. Doğrusu o bizim çok samimi kullarımızdandır.
YÛSUF 12/33. Yusuf: "Rabbim! Hapis benim için, bunların
istediklerini yapmaktan daha iyidir. Eğer tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan
onlara meyleder ve bilmeyenlerden olurum." dedi.
YÛSUF 12/67. Babaları: "Oğullarım! Tek bir kapıdan
değil, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah katında size bir faydam olmaz,
hüküm ancak Allah’ındır, O’na güvendim, güvenenler de O’na güvensinler"
dedi.
RA’D 13/38. And olsun ki, senden önce nice peygamberler
gönderdik; onlara eşler ve çocuklar verdik. Allah’ın izni olmadan hiçbir
peygamber bir ayet getiremez. Her şeyin vakti ve süresi yazılıdır.
İSRA 17/39. Bunlar Rabbinin sana bildirdiği hikmetlerdir.
Sakın Allah’la beraber başka tanrı edinme. Yoksa yerilmiş ve kovulmuş olarak
cehenneme atılırsın.
İSRA 17/65. Doğrusu Benim mümin kullarım üzerinde senin bir
hakimiyetin olamaz. Rabbin vekil olarak yeter."
İSRA 17/73. Seni, sana vahyettiğimizden ayırıp başka bir
şeyi Bize karşı uydurman için uğraşırlar. O zaman seni dost edinirler.
İSRA 17/74. Sana sebat vermemiş olsaydık, and olsun ki, az
da olsa onlara meyledecektin.
KEHF 18/110. De ki: "Ben de ancak sizin gibi bir
insanım; ancak bana tanrınızın tek bir Tanrı olduğu vahyolunuyor. Rabbine
kavuşmayı uman kimse yararlı iş işleşin ve Rabbine kullukta hiç ortak
koşmasın."*
TÂHÂ 20/16. "Buna inanmayan ve hevesine uyan kimse seni
ondan alıkoymasın, yoksa helak olursun."
HAC 22/52. Senden önce gönderdiğimiz hiçbir resul ve nebi
yoktur ki, birşeyi arzuladığı zaman, şeytan onun arzusuna vesvese karıştırmamış
olsun. Fakat Allah, şeytanın attığını derhal iptal eder, sonra kendi ayetlerini
sağlamlaştırır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
MÜMİNUN 23/33. Onun, inkarcı ve ahirete kavuşmayı yalanlayan
milletinin ileri gelenleri ki Biz onlara bu dünya hayatında nimet vermiştik şöyle
dediler: "Bu, yediğinizden yiyen, içtiğinizden içen sizin gibi bir
insandan başka birşey değildir."
NUR 24/54. De ki: "Allah’a itaat edin; Peygambere itaat
edin." Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki o Peygamber, kendisine
yükletilenden ve siz de kendinize yükletilenden sorumlusunuz. Eğer O’na itaat
ederseniz doğru yolu bulursunuz, Peygambere düşen sadece, apaçık tebliğdir.
FURKAN 25/7-8. Şöyle dediler: "Bu ne biçim peygamber ki
yemek yer, sokaklarda gezer? Ona, beraberinde bulunup uyaran bir melek indirilseydi
ya! Yahut, kendisine bir hazine verilseydi, veya besleneceği bir bahçe olsaydı
ya!" Bu zalimler, inananlara: "Siz sadece büyülenmiş bir adama
uyuyorsunuz" dediler.
ANKEBUT 29/48. Sen daha önce bir kitabtan okumuş ve elinle
de onu yazmış değildin. Öyle olsaydı, batıl söze uyanlar şüpheye düşerlerdi.
ZÜMER 39/19. Hakkında azap sözü gerçekleşmiş kimseyi, ateşte
olanı sen mi kurtaracaksın?
ZÜMER 39/30. Şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
ŞÛRA 42/52-53. İşte sana da buyruğumuzla Cebrail’i gönderdik;
sen Kitap nedir, iman nedir önceleri bilmezdin, fakat Biz onu, kullarımızdan
dilediğimizi onunla doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz sen de
insanlara, göklerde ve yerde ne varsa kendisinin olan Allah’ın yolunu, doğru
yolu göstermektesin. İyi bilin ki işler sonunda Allah’a döner.*
ZÜHRUF 43/43. Sana vahyolunana sarıl, sen, şüphesiz doğru
yol üzerindesin.
CÂSİYE 45/18. Sonra seni de din konusunda bir şeriat sahibi
kıldık, ona uy; bilmeyenlerin heveslerine uyma.
AHKAF 46/9. De ki: "Ben peygamberlerin ilki değilim;
benim ve sizin başınıza gelecekleri bilmem; ben ancak bana vahyolunana
uymaktayım; ben sadece apaçık bir uyarıcıyım."
FETİH 48/2. Allah böylece, senin geçmiş ve gelecek
günahlarını bağışlar, sana olan nimetini tamamlar, seni doğru yola eriştirir.
NECM 53/2. Arkadaşınız (Muhammed) sapmamış ve azmamıştır.
NECM 53/3. O, kendiliğinden konuşmamaktadır.
NECM 53/4. Onun konuşması ancak, bildirilen bir vahy iledir.
DUHA 93/6. Seni öksüz bulup da barındırmadı mı?
DUHA 93/7. Seni şaşırmış bulup, doğru yola eriştirmedi mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder