1 Nisan 2019 Pazartesi

Kur'an'dan Çıkarılan Recm Ayetleri




Nafî, İbn-i Ömer’den nakleder ki: “Hiçbiriniz ben “Kur’an’ın tümünü öğrendim” demesin. Çünkü, ne biliyor Kur’an’ın bir çoğu kaybolup gitmiştir. Sadece desin ki "Ben Kur’an’dan ortada olan kısmını öğrendim" (Suyûtî)

RİVAYETLER:

1-Hz. Aişe anlatıyor: “Recm ayeti ve büyüklerin on defa süt emmeleri konusunda ayet inmişti. Bu ayet, karyolamın altında bir sahifede yazılıydı. Resulullah (a.s.m) vefat edince biz onunla meşgul olduk, o sıralarda bir hayvan(keçi) gelip onu yedi.”

(İbn Mace, Nikah, 36- 1944, Ahmed bin Hanbel 5/131, 132, 183 ve 6/269 )

2-İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Hz. Ömer (radıyallahu anh)'i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti:

"Allah Teâla hazretleri Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'i hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitab'ı indirdi. Bu indirilenler arasında recm âyeti de vardı! Biz bu âyeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) zinâ yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz (deyip inkâra sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalâlete düşebilecektir. Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinâları, delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla sübt bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teâla'nın kitabına ilâvede bulundu" demeyecek olsalar, recm âyetini (Kitabullah'a) yazardım."

[ Buhârî, Hudud 31, 30, Mezâlim 19, Menâkibu'l-Ensar 46, Megâzi 21, İ'tisâm 16; Müslim, Hudud 15, (1691); Muvatta, Hudud 8, 10, (, 823, 824); Tirmizî, Hudud 7, (1431); Ebu Dâvud, Hudud 23, (4418)]

RİVAYETLERİN TENKİDİ:

Rivayetlere göre söz konusu recm ayeti Ahzab suresinde yer almaktadır. Ahzab Suresi Bakara Suresi kadar uzun bir sure idi. "Evli erkek ile evli kadın zina ettikleri takdirde onları kesin olarak recmediniz. Elbette ki bu Allah'tan ibretli bir cezadır. Allah Azizdir, Hakimdir" şeklindeki Recm âyeti de bu surede idi. Bunu Ebubekr el-Enbarî, Ubeyy b. Ka'b'dan zikretmiştir.
Bu husus günümüz uydurulmuş din savunucuları tarafından şöyle tevil edilmektedir: Yüce Allah Ahzâb Suresi'nden elimizde bulunan miktardan daha fazlasını kendi katına almıştır. Recm âyetinin ise lafzı kaldırılmış olmasına rağmen hükmü sabittir.

İlk rivayette görüldüğü gibi Allah’ın ayeti, eve giren koyun ya da keçi türünden bir hayvanın midesine inerek ortadan kalkmıştır. Ne kadar üzüntü verici bir durum değil mi? İnsanlığa rehber olarak inen Kur’an-ı Kerim ‘in hemde recm gibi insan hayatı ile doğrudan ilgili önemli bir ayeti keçi tarafından nesh edilmiştir. Bu ayette diğer ayetler gibi neden unutturulmadı da Kur’an’ın neshi bir keçiye bırakılarak, ayetleri bir hayvan tarafından bile nesh edilecek kadar basit ve itibarsız bir kitap haline getirildi. Bu rivayetin kurtarılması için keçinin ne kadar mübarek bir hayvan olduğuna dair sayfalar dolusu yazılar bile yazılmıştır. ( İbni Kuteybe / Hadis Müdafası ) Keçinin o ayet sayfasını yemiş olabileceği kabul edilse bile sayfada yazan ayetin ne olduğu bilinmesine rağmen bu ayetin neden tekrar kayıt altına alınmadığı ve Kur’an’a yazılmadığını anlamak mümkün değildir.
İkinci rivayette görüldüğü üzere Hz. Ömer keçi tarafından yenen bu ayetleri yazmayı düşünmüş ancak insanların Ömer Allah’ın kitabına ilave yaptı demesinden korktuğu için bu düşünceden vazgeçmiş. Maalesef Hz. Ömer Allah’tan değil de kullarından korkup birçok kişi tarafından bilinen ve keçi tarafından yenildiği için lafzı yok olan ancak hükmü baki bu ayetleri Kur’an’a yazmaktan çekindiği için bugün elimiz de ki Mushaflarda recm ayetleri bulunmamaktadır. Hz. Ömer gibi Hz. Peygamber tarafından Faruk olarak adlandırılan yani hak ile batılı birbirinden ayıran bir şahsiyetin Allah’tan değil de insanlardan çekindiğine hangi vicdan sahibi Müslüman inanır ki. Bunu en başta uydurma din savunucularının Hz. Ömer’e bir iftira olduğunu söyleyerek reddetmeleri gerekmez mi? Bu Hz. Ömer’e bir övgü müdür yoksa sövgü mü?
Hem herkes tarafından bilinen ancak keçinin yenmesi ile yok olan ayetleri tekrar Kur’an’a yazmak Kur’an’a ekleme yapmak değildir ki, eksilen ayetleri tamamlamak, Kur’an’ın orijinalini korunmak anlamına gelir. Bu korkulacak bir iş değil olması gereken bir iş değil midir?
Hz. Ömer ne kadar da basiretsizmiş ki bu ayetlerin Kur’an’a eklenmemesi ile ilerde doğabilecek bu fitneyi görememiş ve ümmeti bu sorunla baş başa bırakmıştır.
Ayrıca Hz. Peygamber inen ayetleri yazdırdıktan sonra, ayetleri yazan sahabelere verip gönderiyor bir daha da sormuyor herhâlde. Çünkü Hz. Ebu Bekir zamanında Yemame’de pek çok Kur’an hafızının şehit olmasından dolayı Hz. Ömer Kur’an’ın çoğunun zayi olmasından endişeleniyor ve Hz.Ebu Bekir’e Kur’an’ın bir araya toplanması gerektiğini söylüyor. Zeyd bin Sabit bu işle görevlendiriliyor. O’da yazılı iki şahit getirmeleri durumunda onları kabul ederek Kur’an’ı bir araya topluyor. Yani peygamberimizin yanında topladığı bir Mushaf yok, ayetler sahabeler de dağınık halde. Hz Aişe örneğinde olduğu gibi kimisi yatağın altında hiçbir önlem almadan bir keçinin yiyebileceği bir yere konmuş diğerleri kim bilir nerede. İnsanın aklına acaba başka hayvanların da yediği ya da önlem alınmadığı için değişik şekillerde ortadan kalkan ve bu şekilde Kur’an’a girmeyen başka ayetler de var mı? gibi sorular geliyor. Düşünsenize bir keçi yedi diye bugün elimizde olan Kur’an’larda Recm ayeti yok. Bu trajikomik vakaya ve bunlara inanan Müslümanlara üzülüp, kahrolmamak elde değil. “ bize karşı bir söz uydursaydı onun şah damarını çeker koparırdık.”  gibi uyarılara rağmen Hz. Peygamber yazdırdığı ayetleri muhafaza altına alıp, kendisi saklamamış olabilir mi? Kesinlikle hayır. Tebliği ile yükümlü olduğu ayetleri koruma altına almaması, o göreve ihanet etmektir ki peygamberler kesinlikle böyle bir şey yapmazlar.
Bu uydurmalarla yetinmeyenler, hatta maymunların bile zina eden bir maymunu yakalayarak taşladıklarını ve sahabelerden birisinin de bu maymunu recm etme olayına katılarak “zinacı” maymunun taşlanarak nasıl öldürüldüğünü anlatırlar. Tam bir akıl tutulması, insanın dili tutuluyor söyleyecek kelime bulamıyor. Buhari’de böyle bir hadisin ne işi olabilir diyorsun, bu hadis değil ki sahabenin yaşadığı ve aktardığı bir olay diyorlar. Demek ki Buhari’nin Sahih’inde peygamberin hadislerinden başka sahabenin yaşadığı ve aktardığı bir takım olaylarda var. İmam Buhari hayvanlarında bizim gibi sorumlu olmadığını onlarda zina diye bir olayın olamayacağını bilmiyor mu? Peygamberle hiçbir alakası olmayan bu olayı hiç düşünmeden kitabına alarak hem peygamberi hem de İslam’ı komik duruma düşürerek onlara zarar vermiş olmuyor mu?

İşte bu türden rivayetler üzerinden uydurulan din, Allah’ın apaçık dininin önüne geçirilmiş ve bir keçinin insafına mahkûm edilmiştir.
Hülasa zina eden bir kimsenin taşlanarak acılar içinde yavaş yavaş ölmesini izlemek canın kutsal sayıldığı, rahmet dini İslam’a nasıl girmiştir anlamak mümkün değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder