BAKARA 2:48
- Ve öyle bir günden korunun ki, kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez,
kimseden şefaat da kabul edilmez, kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir
yardım da yapılmaz. 

BAKARA 2:123
- Ve öyle bir günden sakının ki, o gün kimse, kimsenin yerine bir şey ödeyemez,
kimseden fidye kabul edilmez ve ona şefaat de fayda vermez, hiçbir taraftan
yardım da görmezler.


ALİ İMRAN 3/91. Doğrusu inkar edip, inkarcı olarak ölenlerin
hiçbirinden, yeryüzünü dolduracak kadar altını fidye vermiş olsa bile, bu kabul
edilmeyecektir. İşte elem verici azab onlaradır, onların hiç yardımcıları da
yoktur.
EN’AM
6:51
- Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur'an'la uyar. Onlar için
Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi vardır. Umulur ki Allah'tan
korkarlar.



EN’AM 6:94 -
Bugün, sizi ilk defa yarattığımız zamanki gibi yapayalnız huzurumuza geldiniz,
size verdiğimiz herşeyi arkanızda bıraktınız. Allah'ın size göre ortağı
olduklarını iddia ederek yardımlarına, şefaatlarına güvendiğiniz ortakları
yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bütün bağlar artık kesilmiş, güvendiklerinizin
hepsi kaybolup gitmiştir. 

A’RAF 7:53 -
İlle onun te'vilini mi gözetiyorlar? Onun te'vili geldiği (verdiği haberler ortaya
çıktığı) gün, önceden onu unutmuş olanlar derler ki: "Doğrusu Rabbimizin
elçileri gerçeği getirmiş. Şimdi bizim şefaatçilerimiz var mı ki bize şefaat
etsinler, yahut tekrar geri döndürülmemiz mümkün mü ki eski yaptıklarımızdan
başkasını yapalım?" Onlar, kendilerini zarara soktular ve uydurdukları
şeyler kendilerinden saptı, kaybolup gitti.

YUNUS 10:3 -
Rabbiniz o Allah'dır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı, sonra arş üzerine
istiva etti (onu hükmü altına aldı), işi tedbir eyliyor. O'nun izni olmaksızın
hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'na ibadet ediniz!
Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız? 

YUNUS 10:18
- Allah'ı bırakıyorlar da, kendilerine ne fayda, ne de zarar verebilecek olan
şeylere tapıyorlar ve "Bunlar bizim Allah katında
şefaatçilerimizdir." diyorlar. De ki, "Siz Allah'a göklerde ve yerde
O'nun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?" Allah onların ortak
koştukları şeylerin hepsinden münezzehtir. 

MERYEM 19:87
- (O gün) Rahmân (olan Allah)'ın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları
şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.
TAHA
20:109
- O gün, Rahmân'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnud olduğu kimselerden
başkasının şefaatı fayda vermez.




ŞUARA 26/96-102. Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir
sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi
saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur;
keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.
RUM 30:13 -
Allah'a ortak koştuklarından, kendilerine şefaat edecekler de bulunmaz. Onlar,
o zaman Allah'a koştukları ortakları inkâr ederler.
LUKMAN 31/33. Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten
sakının. Babanın oğlu, oğulun da babası için bir şey ödeyemeyeceği günden
korkun. Allah’ın verdiği söz şüphesiz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi
aldatmasın. Allah’ın affına güvendirerek şeytan sizi ayartmasın.
SECDE
32:4
- Allah O'dur ki, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış,
sonra Arş üzerine istivâ buyurmuştur (hakim olmuştur). Sizin için O'ndan başka
ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi! Artık düşünmeyecek misiniz? 


SEBE 34:23 -
Allah'ın huzurunda şefaat da fayda vermez. Ancak izin verdiği kimseninki
müstesna. Nihayet kalblerinden dehşet giderildiği zaman "Rabbiniz ne
buyurdu?" derler. (Şefaat sahipleri de): "Hakkı söyledi" derler.
O, her şeyden yüksek ve büyüktür. 

YASİN 36:23
- "Hiç ben O'ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer O Rahman, bana bir
zarar dileyecek olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar
beni kurtaramazlar." 

ZÜMER 39:43
- Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Onlar hiçbir
şeye güç yetiremezler ve akıl erdiremezlerse de mi (böyle yapacaksınız)?" 

ZÜMER 39:44
- De ki: "Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur.
Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz." 

MÜ’MİN 40:18
- Yaklaşmakta olan o felaket (kıyamet) gününü de onlara haber ver. O dem ki
yürekler gırtlaklara dayanmıştır, yutkunup dururlar. Zalimler için ne ısınacak
bir dost vardır, ne de sözü dinlenecek bir şefaatçi.

DÜHÂN 40. Şüphesiz (hakkı bâtıldan ayıran) hüküm günü,
hepsinin bir arada buluşacağı gündür.
DÜHÂN 44/41. O gün, dostun dosta hiçbir faydası olmaz,
yardım da görmezler.
NECM
53:26
- Göklerde nice melek var ki Allah'ın dileyip razı olduğuna izin vermeden önce
onların şefaatları hiç bir işe yaramaz.

MÜMTEHİNE 60/3. Yakınlarınız ve çocuklarınız size kıyamet
gününde bir fayda veremezler. Allah onlarla sizi ayırır. Allah işlediklerinizi
görendir.
MEARİC 70/8. O gün gökyüzü, erimiş maden gibi olur.
MEARİC 70/9. Dağlar da atılmış pamuğa döner.
MEARİC 70/10. Hiç bir dost diğer bir dostunu sormaz.
MEARİC 70/11-14. Onlar birbirlerine yalnız gösterilirler.
Suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini,
kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek
ve böylece kendisini kurtarmak ister.

İNFİTAR 82/19. O gün hiçbir kimse başkası için bir şey
yapamaz. O gün iş Allah’a kalmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder