25 Nisan 2019 Perşembe

Resim ve Köpek Olan Evlere Melekler Giremez mi?



RİVAYETLER:

Rivayet 1: Melekler, içerisinde köpek ve timsaller bulunan eve girmezler.”

Buhari, Libas 92, 88, Bed’ül-Halk 6,14, Megazi 11; Müslim, Libas 102, (2606); Ebu Davud, Libas 48, (4155); Tirmizi, Edeb 44, (2805); Nesai, Zinet 112, (8, 212, 213); İbn Mace, Libas 44, (3649).

Rivayet 2: İçerisinde resim, cünüp ve köpek bulunan eve melekler girmez.”

Ebu Davud, Taharet 90, (227), Libas 48, (4152); Nesai, Taharet 168, (1, 141), Sayd 11, (7,185).

Rivayet 3: Bana Cibril geldi ve: ‘Dün sana gelmiştim (ama yanına girmedim). Girmeyişimin sebebi de üzerinde timsaller bulunan perde bezi idi. Orada bir de köpek vardı, kapının üzerinde de insan resimleri bulunuyordu. Timsallerin başlarının koparılmasını emret ki ağaç şekline dönsün. Örtüden ayakaltına atılacak iki minder yapılmasını, köpeğin de dışarı çıkarılmasını söyle!’ Bu söylenenler yapıldı.”

Müslim, Libas 102 (2112); Ebu Davud, Libas 48, (4158); Tirmizi, Edeb 44, (2807); Nesai, Zinet 113, (8, 216)


Rivayet 4: Rasûlullah (s.a.v.) bir seferden dönmüştü. (O yokken) ben, yüklüğün önüne, üzerinde resimler bulunan bir bez (perde) çekmiştim. Rasûlullah perdeyi görünce, çekip attı, (öfkeden) yüzü de renklenmişti.

"Ey Âişe!" buyurdular, "Bil ki, kıyamet günü insanların en çok azap görecek olanı Allah'ın yarattıklarını taklit edenlerdir."

Bu sûretleri yapanlara kıyamet gününde ‘Yarattıklarınıza can verin.’ denilerek azap edilecektir.”

(Buhârî, Libâs 89,91,95.)

Rivayet 5: “Şu perdeyi karşımdan kaldır; üzerindeki tasvirler namazda iken hep bana görünüp duruyor.” demiştir.

(Buhârî, “Libâs”, 93)

Rivayet 6: Âişe, şu perdenin yerini değiştir. Eve girip hemen onu görünce dünyayı hatırlıyorum.” demiştir

(Müslim, “Libâs”, 88).


Rivayet Tenkitleri:

Bu rivayetleri savunanlar, Allah’ın insanı kendi eliyle yaptığı heykel ve resimlere ibadetten kurtarıp, lâyık olduğu makama çıkarmak için canlı mahlûkların her türlü heykel ve resimlerinin yapılmasını yasakladığını söylemektedirler. Canlı varlıkların resim ve heykelinin yapılmasını onlara tapma tehlikesi olduğu için yasaklandığını söyleyenler cansız varlıklara da tapıldığını bilmiyorlar mı acaba. Tarihte güneşe, ateşe tapanların olduğundan habersizler mi? Öyleyse bu mantığa göre canlı cansız fark etmez herhangi bir şeyin resmini ya da heykelini yapmak doğru değildir. Ayrıca tapılacak olan şeyin heykelini ya da resmini yapmak yasaksa tapınma riskini ortadan kaldıra bilmek için asıl o şeyin kendisinin ortadan kaldırılması gerekir. Çünkü heykele ya da resime tapan kişi gerçeğine taparken hiç düşünmez bile. Mesela günümüzde Hindistan’da insanlar ineklere, maymunlara tapmaktadırlar. Yine aynı mantıkla hareket edecek olursak bu riski ortadan kaldırmak için bu hayvanları da o zaman öldürmek gerekir. Tapılacak şeylerin listesi uzar gider ve sonunda iş içinden çıkılmaz bir hal alır.

Rivayetlere bakıldığı zaman içinde resim ve köpek olan evlere meleklerin girmeyeceği söylenmektedir. Acaba isteseler girebilirler mi? Şayet bu nesnelerin bulunduğu yerlere melekler giremiyorsa dışarıda dahi olsa üzerinde resim ya da küçük heykel taşıyan birinin yanına melekler nasıl yaklaşacak. Kiramen Katibin melekleri görevini nasıl yapacak ya da ölüm meleği o kişinin canını nasıl alacak. Hem İslam'ın ilk yıllarında Kâbe’nin etrafı putlarla doluydu ve günümüzde de dışarıda pek çok yerde heykel ve resim bulunmaktadır. O halde meleklerin yeryüzünün büyük bir bölümüne de girmemesi gerekiyor. Bu iddialar çok ilginç ve komik.

Köpek düşmanlığı da yine bu rivayette kendini göstermiş durumda. Köpek bulunan eve meleklerin giremeyeceği söyleniyor. Halbuki yine rivayetlerden öğrendiğimize göre peygamberin mescidine köpeklerin girdiği söyleniyor. Melekler peygamberin mescidine de giremeyecekse nereye girecekler. Daha önceki rivayetlerde bahsetmiştik. Kara köpek şeytan öldür, namaz kılanın önünden köpek geçerse o kişinin namazı bozulur ve köpek olan eve melek girmez. Nedir bu köpeklerin çektiği Allah neden yaratmış ki köpeği.

Üçüncü rivayetin sonunda Cibril’in peygamber efendimizin yanına üzerinde resim bulunan bir perdeden dolayı giremediği ve peygamber efendimize bu perdeden ayakaltına alınacak iki adet minder yapılmasını söylediği ifade ediliyor. Resimler ayakaltına alınınca odadan çıkmış olmuyor ki mesele resmin asılı olması mı yoksa oda da bulunması mı? Bu perdeden minder yapılırken Cibril’in iki adet minder yapın diyerek sayı vermesi de anlamsız. Neden bir değil, üç değil de iki. Hani uydurulan dinde bir söylem vardır ya Allah tektir ve teki sever. Buna göre Cibril tek bir sayı söylese daha iyi olmaz mıydı?

Bilindiği gibi İslâmiyet’in ilk yıllarında Peygamber Efendimiz kabir ziyaretini yasaklamıştı. Bunun sebebi, o devirde bazı Cahiliye âdetlerinin hâlâ yaşanmakta olmasıdır. O dönemde Araplar büyük ve kalabalık bir kabile olduklarını birbirlerine ispat etmek için mezardaki ölülerin sayısıyla övünürlerdi. Ölülerin kahramanlıklarını anarlar, göğüslerini yırtarak ve bağırıp çağırarak onlar için ağlarlardı.
Peygamberimiz bu âdetlerin çirkin ve manasız olduğunu benimsetene kadar kabir ziyaretini yasakladı. Ölülere nasıl davranılması gerektiği konusunda İslâmiyet’in getirdiği emirler iyice benimsenip gönüllere yerleşince, bu yasak da kalktı.
“Sizi mezarlara gitmekten alıkoymuştum. Gidin mezarlara, çünkü o size ahireti hatırlatır” dedi
Tirmizî, Cenâiz 60; Ebû Dâvûd, Cenâiz 77
 İşte İslâmiyet'in ilk yıllarında peygamber efendimiz tevhid akidesi daha tam olarak oturmadığı için, put ve benzeri şeylere tekrar ibadet edilmesin diye heykel ve resim yapılmasını yasaklamış olabilir. Ancak İslâm’ın esasları iyice yerleşip anlaşıldıktan sonra aynı kabir ziyaretinde olduğu gibi heykel ve benzeri şeyler hakkındaki yasağın devam etmesinin anlamı yoktur.
 Dördüncü rivayetin sonunda kıyamet günüde en çok azap görenlerin suret yapanların olacağı ve yaptıkları suretleri diriltmelerinin isteneceği belirtiliyor. Suret yapanlardan kastın ressamlar ve heykel tıraşların olduğunu düşünüyorum. Yüce Mevla kıyamet günüde şirk koşanları, hiç düşünmeden canlara kıyanları, işkencecileri, çocuk tecavüzcülerini, zalimleri bırakıp ressamlara heykel tıraşlara azap edecek öyle mi?
Rivayetler okunduğu zaman aralarındaki zıtlık zaten hemen göze çarpıyor. Üçüncü rivayette içerde bulunan resimli perdeden dolayı Cibril içeri giremiyor ve onu kaldırın diyor. Dördüncü rivayette de peygamber efendimiz bu perdeyi öfkelenerek yere atıyor. Beşinci rivayette ise bu perdeyi karşımdan kaldır, namazda bana hep görünüyor diyor. Yani namazın sıhhatini ve huşûsunu bozduğu için tam karşısında olmasını hoş karşılanmadığı anlaşılıyor. Altıncı rivayette bunu destekler niteliktedir.
Günümüzde cep telefonları, fotoğraf makineleri ile anında resim ya da video çekilebilmektedir. Kıyamet günü sürekli azap edilecek ressamlar grubuna fotoğrafçılar ya da kameramanlar da giriyor mu? Eğer giriyorsa vay halimize çünkü günümüzde cep telefonlarıyla resim ya da video çekmeyen biri var mı? Geleceği düşünmek bile istemiyorum üç boyutlu hologram insanlar, insansı robotlar gibi yeni keşif yapanların sonu ne olacak? Böyle bir din anlayışıyla bilim teknoloji gelişir mi? Sonra da Amerika, İsrail’e kız dur.
Günümüzde kaç kişi çocuğunun fotoğrafını tapmak için duvara asar ki…Ya da resim veya heykel yapmanın Allah’a özenmekle ne alakası var.
İnternetten bu rivayetleri savunmak için dakikalarca video hazırlayanların videonun da resimlerden oluştuğundan haberleri yok galiba ya da kaç tanesinin evinde televizyon yok acaba.
İnsanlar sevdiği, hayran olduğu şeylerin resmini yapar ya da çeker. Bu Allah’ın duygularımıza hitap eden evrende ki eşsiz sanatının ve bizler için var ettiği güzelliklerin bir kâğıt üzerine kopyalanmasıdır. Bu o muhteşem sanatçıyı takdir etmekten başka bir şey değildir.
Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de Hz. Süleyman’ında heykeller yaptırttığı geçmektedir.
“ Onlar, Süleyman için dilediği biçimde kaleler, heykeller, havuz gibi çanaklar ve sabit kazanlar yapıyorlardı.”
                                                 Sebe Suresi/13
Ayette geçen heykeller kelimesine getirilen yorum, meleklerin, peygamberlerin ve salih kişilerin heykelleri ya da resimleri ile Hz. Süleyman’ın tahtının ve basamaklarının üzerinde bulunan tavus kuşu, doğan ve aslan gibi hayvan suretleri olduğu şeklindedir. Şayet heykel ve resim haram olsaydı Hz. Süleyman’ın bunları yaptırmaması gerekirdi. Peygamberlerin şeriatlarında farklılıklar olabilir, Hz. Süleyman’ın şeriatında heykel yapmanın serbest olduğunu söyleyenler olabilir. Hani Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar indirilen dinlerin hepsinin adı İslam’dı. Aynı dinde diyelim ki küçük farklar olabilir ama bu kadar önemli ve büyük bir fark olabilir mi? İnsanın bugün heykele ya da resme tapınma tehlikesi varda o zaman yok muydu? Allah’ın dini zamanlara göre değişkenlik göstermez.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder