3 Nisan 2019 Çarşamba

Namaz Kılmayan Çocuklarınızı Dövün





RİVAYET:

Amr İbni Şuayb babası Şuayb’dan, o da dedesi Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anh’den Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: 

“Çocuklarınıza yedi yaşındayken namaz kılmalarını söyleyiniz. On yaşına bastıkları hâlde kılmazlarsa kendilerini DÖVÜN yataklarını da ayırınız. ”

                                                                                 (Ebû Dâvûd, Salât 26)

RİVAYETİN TENKİTİ:

Çocuğa küçük yaşlardan itibaren namaz kılmayı öğretmek, İslam’ı anlatmak anne ve babanın görevleri arasındadır. Bir anne baba nasıl çocuğunun bu dünyasını düşüyor ve onun bu dünyada mutlu olması için elinden gelen gayreti gösteriyorsa, onun ebedi bir hayat olan ahiretini de düşünmek zorundadır. Ancak bu öğreti dayakla birlikte olamaz. Korkutma ve tehditle başarı elde etmek ne kadar mümkün olabilir ki .

Bir din düşünün ki terbiye aracı olarak dayağı kullanıyor ve kişiye istemeden zorla, gönül rızası dışında namaz kıldırıyor. Kişi Allah’tan korktuğu veya sevdiği için değil de dayaktan korktuğu için namaz kılıyor veya kılar gibi yapıyor. Bu sistem ancak münafık yetiştirir.

Dayakla namaz olmaz. İslam dini gibi sevgiyi, hoşgörüyü ön planda tutan bir dinde, ibadetle dayak yan yana gelemez. İslam'da bırakın şiddeti, birini incitmek, rahatsız etmek, hatta arkasından çekiştirmek bile dinin temel amaçlarına ters düşer. Durum böyleyken, insanın kendi çocuğuna din eğitimi açısından şiddetle yaklaşmasından asla bahsedilemez.  Zaten çocukların birinci rol modelleri anne ve babalarıdır. Şayet anne ve baba namaz kılıyorsa ona örnek teşkil ediyorlar demektir. Bununla birlikte anne baba çocuğuna İslam’ı güzel bir şekilde anlatıp, İslam’ı sevdirerek namaz kılması gerektiğini de anlatırsa çocukta Allah’ı tanıyıp sevdiği için elinden geldiği kadar namazını kılmaya çalışacaktır.

İşte Kur’an-ı Kerim’den bir örnek:

“ Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelenlere sabret, çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir. “ 

                                                                                 Lokman Suresi/17

Hz Lokman oğluna ne güzel öğütte bulunuyor değil mi ?

Zorbalıkla, kaba kuvvetle bir yere varılamayacağını anlatan Kur’an’da pek çok ayet var.

“ Biz onların neler söylediğini çok iyi biliyoruz; ne ki sen onları zorla (inandıracak) bir zorba değilsin: şu halde sen, Benim tehditlerimden korkanları bu Kur'an aracılığıyla uyarmaya devam et! “

                                                                                  Kaf Suresi/45

“ Sen (o zaman), sırf Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. “

                                                                                 Ali İmran Suresi/159

Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O hâlde, kim tâğûtu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
                                                                                   Bakara Suresi/25

Peygamberimizde başka bir hadisinde

"Kolaylaştırınız Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! “ buyurmuyor mu ?
Ayrıca Hz. Enes çocuk yaşlardan itibaren yıllarca peygamberimizin hizmetinde bulunmuştur. Peygamberimiz onu bir işe gönderdiğinde bazen onu oyuna dalmış bulur, ona yine de kızmazdı.

Hz. Enes b. Mâlik radıyallahu anh’ın şöyle dediği nakledilmiştir: 

“Peygamber aleyhisselâm’a on yıl hizmet ettim. Bu süre zarfında bana bir kere bile ‘öf’ demedi (en küçük bir azarını bile işitmedim). Yaptığım bir şeyden dolayı, ‘Onu niçin öyle yaptın?’; yapmadığım bir şeyden dolayı da, ‘Onu niçin yapmadın?’ demedi (Beni eleştirip rencide etmedi).”

(Buhârî, Edeb:39; Müslim, Fedâil:13)

Böyle bir peygamberin ağzından yukarıda ki rivayetin çıkması mümkün değil…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder