RİVAYET:
Amr İbni Şuayb
babası Şuayb’dan, o da dedesi Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anh’den
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
“Çocuklarınıza yedi yaşındayken namaz kılmalarını söyleyiniz. On yaşına bastıkları hâlde kılmazlarsa kendilerini DÖVÜN yataklarını da ayırınız. ”
(Ebû Dâvûd, Salât 26)
RİVAYETİN TENKİTİ:
Çocuğa küçük yaşlardan itibaren namaz kılmayı öğretmek, İslam’ı anlatmak
anne ve babanın görevleri arasındadır. Bir anne baba nasıl çocuğunun bu
dünyasını düşüyor ve onun bu dünyada mutlu olması için elinden gelen gayreti
gösteriyorsa, onun ebedi bir hayat olan ahiretini de düşünmek zorundadır. Ancak
bu öğreti dayakla birlikte olamaz. Korkutma ve tehditle başarı elde etmek ne
kadar mümkün olabilir ki .
Bir din düşünün ki terbiye aracı olarak dayağı kullanıyor ve kişiye
istemeden zorla, gönül rızası dışında namaz kıldırıyor. Kişi Allah’tan korktuğu
veya sevdiği için değil de dayaktan korktuğu için namaz kılıyor veya kılar gibi
yapıyor. Bu sistem ancak münafık yetiştirir.
Dayakla namaz olmaz. İslam dini gibi sevgiyi, hoşgörüyü ön planda
tutan bir dinde, ibadetle dayak yan yana gelemez. İslam'da bırakın şiddeti,
birini incitmek, rahatsız etmek, hatta arkasından çekiştirmek bile dinin temel
amaçlarına ters düşer. Durum böyleyken, insanın kendi çocuğuna din eğitimi
açısından şiddetle yaklaşmasından asla bahsedilemez. Zaten çocukların birinci rol modelleri anne ve
babalarıdır. Şayet anne ve baba namaz kılıyorsa ona örnek teşkil ediyorlar
demektir. Bununla birlikte anne baba çocuğuna İslam’ı güzel bir şekilde
anlatıp, İslam’ı sevdirerek namaz kılması gerektiğini de anlatırsa çocukta
Allah’ı tanıyıp sevdiği için elinden geldiği kadar namazını kılmaya
çalışacaktır.
İşte Kur’an-ı Kerim’den bir örnek:
“ Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına
gelenlere sabret, çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir. “
Lokman Suresi/17
Hz Lokman oğluna ne güzel öğütte bulunuyor değil mi ?
Zorbalıkla, kaba kuvvetle bir yere varılamayacağını anlatan Kur’an’da
pek çok ayet var.
“ Biz onların neler söylediğini çok iyi biliyoruz; ne ki sen onları
zorla (inandıracak) bir zorba değilsin: şu halde sen, Benim tehditlerimden
korkanları bu Kur'an aracılığıyla uyarmaya devam et! “
Kaf
Suresi/45
“ Sen (o zaman), sırf Allah'ın rahmetiyle onlara karşı yumuşak
davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp
giderlerdi. “
Ali İmran Suresi/159
Dinde zorlama yoktur.
Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O hâlde, kim tâğûtu tanımayıp
Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah,
hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
Bakara Suresi/25
Peygamberimizde başka bir
hadisinde
"Kolaylaştırınız
Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! “ buyurmuyor mu ?
Ayrıca Hz. Enes çocuk
yaşlardan itibaren yıllarca peygamberimizin hizmetinde bulunmuştur.
Peygamberimiz onu bir işe gönderdiğinde bazen onu oyuna dalmış bulur, ona yine
de kızmazdı.
Hz.
Enes b. Mâlik radıyallahu anh’ın şöyle dediği nakledilmiştir:
“Peygamber
aleyhisselâm’a on yıl hizmet ettim. Bu süre zarfında bana bir kere bile ‘öf’
demedi (en küçük bir azarını bile işitmedim). Yaptığım bir şeyden dolayı, ‘Onu
niçin öyle yaptın?’; yapmadığım bir şeyden dolayı da, ‘Onu niçin yapmadın?’
demedi (Beni eleştirip rencide etmedi).”
(Buhârî, Edeb:39; Müslim, Fedâil:13)
Böyle
bir peygamberin ağzından yukarıda ki rivayetin çıkması mümkün değil…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder