Rivayet 1. Ma’dan İbnu Talha, kendisine
Ebu’d-Derda’nın şunu anlattığını söylemiştir: ‘Rasulullah kustu ve orucunu
açtı. Sevban’a bu meseleyi sordu. Sevban: ‘Doğru söylemiş, o zaman abdest suyunu
ben döktüm’ dedi
Ebu Davud, Savm 32,
(2381); Tirmizi, Taharet 64, (87).
Rivayet 2. Üç şey vardır orucu bozmaz: Kan aldırmak,
kusmak, ihtilam olmak.
Tirmizi, Savm, 24
Rivayetin
Tenkiti :
Kur’an-ı Kerim’de
oruçluyken kusan kişinin orucunun bozulacağına ve orucunu kaza etmesi gerektiğine
dair bir bilgi yoktur. Orucu yeme, içme ve cinsel ilişkinin bozacağına dair
bilgi vardır. Bu nedenle oruçlu iken kusan bir kişi sağlık durumuna bakar.
Kendini iyi hissedip orucunu devam ettirmeye gücünün yeteceğine kanaat
getiriyorsa orucunu devam ettirebilir, kusması sebebiyle kendisini iyi hissetmeyen
bir kişi ise, orucuna devam etmeyerek o günün orucunu başka bir günde kaza edebilir.
Dolayısıyla oruçluyken kusmanın, kişinin durumuna göre değişebilecek bir sonucu
vardır. Ayetler bu gibi durumlarda esneklik getirerek kolaylık sağlarlar. Ancak
rivayetlerdeki ifadeler Allah’ın açıklamadığı durumları açıklamaya ve yeni
hükümler getirmeye kalkışarak işi zorlaştırırlar.
Örneğin kusmanın
orucu açma sebebi olduğu rivayetini esas alan biri, kendisini en ufak şekilde
etkilemeyecek biçimde az ya da çok kussa da orucunu açmak durumunda kalacaktır.
Bu ise Allah’ın kolaylık ve esneklik sağladığı bir durumu sınırlamaktır. Şayet
iddia edildiği gibi peygamberimiz kustuğu için orucunu açtıysa belki
rahatsızlığı sebebiyle orucunu tamamlayamayacağına kanaat getirdiği için orucunu
açmıştır. Bu ise zaten Allah tarafından insanlara tanınan bir hak ve
kolaylıktır. Ancak böyle bir olayın gerçekten yaşanıp yaşanmadığını bilmeden,
yaşanmışsa da hangi sebepten dolayı peygamberimizin bu şekilde davranmış
olduğuna dair en ufak bir bilgiye sahip olmadan kustuğu için orucunu açtığını
iddia etmek, benzeri birçok konuda olduğu gibi dinde olmayan ya da esnek bırakılmış
şeyleri dine ilave etmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder